11 eylülDenemeler

11 eylül capitol avm’den sağa dönüp ermeni yetimhanesinin önüne henüz gelmiştik ki bir anda hakan’a dönüp “bugün 11 eylül. öyle bir hareket başlatalım ki coğrafyamızın kaderi aynı 2001’deki gibi 2018’de de değişsin!” demiştim. hakan da sağ olsun, beni kırmayıp “olur kardeşim” demişti. coğrafyamız o günden sonra da elbette çokça değişti. lakin bizim istediğimiz yönde değil. ben bugün de hâlâ kendime yeminler edip coğrafyamızın kaderinin değişeceği gün için tarihe çentikler atıyorum. bir gün ingilizce öğrenmeye başlayıp kuracağımız uluslararası ilişki ağının hayalini büyütürken başka bir gün çığlığımızın sesinin sanatla yükseleceğini düşünüp photoshop öğreniyorum. nedendir bilmiyorum. bazen içim içime sığmıyor bazen koca bir karanlık yüreğimin tam üstünü kaplıyor. işte öyle, ne zaman bir karanlık yüreğime çöreklense kendimi daha büyük planın bir  parçası olarak kurguluyorum. örneğin yılbaşında kuracağımız düşünce okulunun atölyelerinin detaylarını zihnimde tartıyorum. “olsun” diye ünlüyorum kendi kendime, belki hiçbirini yapamayacağız ama yıllar geçecek ve çocuklarımıza dönüp şöyle diyeceğiz: “herkes kendini kurtarır, olan yine sana olur guzum.” annecim klavyemi bırakır mısın ne saçma son oldu ya. ömer burak tek, yedi aralık iki bin yirmi, ankara.
7 Ara 2020 • Kişisel Blog

11 eylül

capitol avm’den sağa dönüp ermeni yetimhanesinin önüne henüz gelmiştik ki bir anda hakan’a dönüp “bugün 11 eylül. öyle bir hareket başlatalım ki coğrafyamızın kaderi aynı 2001’deki gibi 2018’de de değişsin!” demiştim. hakan da sağ olsun, beni kırmayıp “olur kardeşim” demişti. coğrafyamız o günden sonra da elbette çokça değişti. lakin bizim istediğimiz yönde değil. ben bugün de hâlâ kendime yeminler edip coğrafyamızın kaderinin değişeceği gün için tarihe çentikler atıyorum. bir gün ingilizce öğrenmeye başlayıp kuracağımız uluslararası ilişki ağının hayalini büyütürken başka bir gün çığlığımızın sesinin sanatla yükseleceğini düşünüp photoshop öğreniyorum. nedendir bilmiyorum. bazen içim içime sığmıyor bazen koca bir karanlık yüreğimin tam üstünü kaplıyor. işte öyle, ne zaman bir karanlık yüreğime çöreklense kendimi daha büyük planın bir  parçası olarak kurguluyorum. örneğin yılbaşında kuracağımız düşünce okulunun atölyelerinin detaylarını zihnimde tartıyorum. “olsun” diye ünlüyorum kendi kendime, belki hiçbirini yapamayacağız ama yıllar geçecek ve çocuklarımıza dönüp şöyle diyeceğiz: “herkes kendini kurtarır, olan yine sana olur guzum.” annecim klavyemi bırakır mısın ne saçma son oldu ya.

ömer burak tek, yedi aralık iki bin yirmi, ankara.