din hem de ekmeleddinDenemeler

inan. inandım.  tamamına mı?  evet.  ergenlik bitti, kafam karıştı. ortada bir din var.  nasıl bir din?  bakıyorsun, ekonomi de var, tuvalete giderken var, mirasta var, kapıyı tıklarken bile var. peki bizde hangisi?  namazını kıl.  kıldım.  faiz yeme. onun fetvası var.  yetime ve yoksula yardım?  etrafımızda yok.  gelir adaletsizliği?  siyasete karışma.  ama ayet var?  bu işlere karışır da ya imanım giderse?  – ve ilk düşüş – ben inanmıyorum.  hâşâ, nasıl olur !?  evrim var, yaratıcı yok. belki evrimi vesile kılmıştır?  iyi de müslümanların hiçbiri kabul evrimi etmiyor.  ilk kalp atışına allah’ın bir hikmeti diyorlar ama.  evet ama, evrimin olmadığına dair ayet var. hangisi?  bilmiyorum ama, off, sen ne biçim müslümansın? eleştirmek, en basiti.  savunmak, kolay mı?  değil.  değil diye, sus mu? değil.  o halde savun: gel inanalım.  nasıl?  öyle bir ikisine değil.  hepsine mi?  hem de hepsine.  ama zaman değişmiş, modern kanun gelmiş.  o halde allah hidayet etsin, var git yoluna.  hayır, inanmak istiyorum.  o halde hepsine inan. allah ve onun resülü ne diyorsa, önce kabul edeceğim, sonra anlayacağım, çünkü mü’minin ilk imanı gaybadır, şimdi doğru mu söyledim? evet, kulağımız belli desibeldeki sesleri duyar, elimiz belli bir yere kadar uzanır, burnumuzun koku portföyü bellidir, akılda öyle.  anlamadım.  tüm galaksinin kütlesinin çay kaşığının […]
29 Oca 2015 • Kişisel Blog

inan.

inandım. 

tamamına mı? 

evet. 

ergenlik bitti, kafam karıştı. ortada bir din var. 

nasıl bir din? 

bakıyorsun, ekonomi de var, tuvalete giderken var, mirasta var, kapıyı tıklarken bile var.

peki bizde hangisi? 

namazını kıl. 

kıldım. 

faiz yeme.

onun fetvası var. 

yetime ve yoksula yardım? 

etrafımızda yok. 

gelir adaletsizliği? 

siyasete karışma. 

ama ayet var? 

bu işlere karışır da ya imanım giderse? 

– ve ilk düşüş –

ben inanmıyorum. 

hâşâ, nasıl olur !? 

evrim var, yaratıcı yok. belki evrimi vesile kılmıştır? 

iyi de müslümanların hiçbiri kabul evrimi etmiyor. 

ilk kalp atışına allah’ın bir hikmeti diyorlar ama. 

evet ama, evrimin olmadığına dair ayet var.

hangisi? 

bilmiyorum ama, off, sen ne biçim müslümansın?

eleştirmek, en basiti. 

savunmak, kolay mı? 

değil. 

değil diye, sus mu?

değil. 

o halde savun:

gel inanalım. 

nasıl? 

öyle bir ikisine değil. 

hepsine mi? 

hem de hepsine. 

ama zaman değişmiş, modern kanun gelmiş. 

o halde allah hidayet etsin, var git yoluna. 

hayır, inanmak istiyorum. 

o halde hepsine inan.

allah ve onun resülü ne diyorsa, önce kabul edeceğim, sonra anlayacağım, çünkü mü’minin ilk imanı gaybadır, şimdi doğru mu söyledim?

evet, kulağımız belli desibeldeki sesleri duyar, elimiz belli bir yere kadar uzanır, burnumuzun koku portföyü bellidir, akılda öyle. 

anlamadım. 

tüm galaksinin kütlesinin çay kaşığının ucu kadar olduğunu, gerisini boşlukları dolduran bir madde olduğunu aklın eriyor mu? 

hayır. 

peki bunu söyleyen adama akılsız denir mi? 

hayır.

çünkü bilimsel olarak doğru. işte öyle de, aklımın erişemediği şeyler olabilir, bunlara akılsızlık diyemem.

eleştirim geldi. 

hayır hayır eleştirme, savun. 

tamam. 

banka dünya gerçeği değil mi? 

evet, ama beni ilgilendirmez. 

şimdi saçmaladın. 

milyonlarca sinek dışkıya meylediyor diye, kendisine kutsiyet atfedemem. 

e nasıl olacak ? 

ne iktisat profesörüyüm, ne de din alimiyim. e o zaman sus! 

susamam, alimlik iddiam yok diye inancımdan taviz veremem. 

konuyu saptırma. 

bak, böyle bir dünyanın içinde doğduk, modernist bakış açısıyla islam’ı anlamaya çalışıyorsun, kapitalist makinenin içine islami parçalar yerleştirmeye çalışıyorsun. 

ithamlara başladın yine.

tamam şunu dinle: ortada yüz lira var diyelim, banka der ki: ”- ben parayı ürettim, bu yüzden bir ay sonra bana sadece %5 vereceksiniz. ” 

iyi de ortada 105 lira yok ki, nası vereceğiz ?

işte onu diyorum ben de, garip değil mi sence de !? 

tamam haklısın ama, yine eleştiriyosun, savun diyorum sana.,

tamam: bir fabrika açacaksın diyelim, devlet bu fabrikaya elektrik- su- doğalgaz- yol sağlıyor mu? 

evet. 

o halde devlette sağladığı imkan nisbetinde fabrikanın kazancına ve kaybına ortak olacak.

 bu sadece bir örnek değil mi? 

evet, sadece bir örnek ve ne kadar kolay olduğunu gösteriyor aslında. 

peki ev sahibi olmayan insanlar var, ev almak istiyolar, maaşları sağlam ama birikmiş paraları yok.

eee?

ne eee’si, çözümü ne bu olayın? 

çözüm olması için, ortada bir sorun olması lazım. barınma bir ihtiyaçtır, 180.000 liralık şatafatlı evlerde, çoluğa çocuğa mal mülk bırakma sevdasına ihtiyaç denmez.

sıkıldın mı? 

sıkılmadım da, utandım biraz. 

neden? 

bunları savunurken aklıma kendim geldim. 

geçmişinde ne oldu ki? 

bir şeyleri anlatırken ”geçmişimde ben de bozuktum, bak şimdi sizden ne kadar da düzgünüm,” minvali cümle kuran adamlardan tiksiniyorum. 

niye? 

iki rekat güzellik anlatacak, otuz üç rekat reklam yapıyor, egosunu tatmin ediyor, gençliği yaşamamış- mal biriktirememiş- bol maaşlı evlat bırakamamış, e bari dinle imanla toplumda yer ediniyim diyor. 

ağır olmadı mı ?

oldu ama… 

aması ne? 

çok sevdiğim yazarlar var, okuyunca vuruluyorum, altına yorumlar yazılıyor: ”güzel tespit”, ”yeni kitabın ayak sesleri :))” . 

eee ne var bunda ? 

cidden anlamıyor musun, inandıklarım beni rahatsız ediyor, geceleri uyuyamıyorum, o yazıları okuyunca adımı musa diye değiştirip, isminin içinde ” f,i,r,a,v,u,n ” harfleri geçenleri dövesim geliyor. 

hehehe. bak sen de gülüyorsun, inandıklarım entelektüel bir bilgi birikimi değil; vâr oluş amacım, davam, hayatım, insanlara bakış açım, yürüyüş şeklim. 

hem o yazılara güzel tespit deyip, hem de gülebilmeyi midem kaldırmıyor diyorsun yani? hah aynen, sonunda beni anlamaya başladın.

neyse, çok boğazım kurudu, koka kola ister misin? ahh! ne vuruyorsun be!!??

ömer burak tek