OLSUN DEMEK DE ZOR ARTIKDenemeler

Küfür gibi bir soğuğun içinden geçerek Berlin Cafe’nin sigara içilen bölümüne oturdu. Hiç olmadığı kadar dünyada yaşamaklığın ağırlığını hissediyordu üstünde. Arka cebindeki cüzdanı çıkarıp masaya koydu. İlk cüzdanı olduğunda hissettiklerini geçirdi kalbinden. Kocaman bir adam gibi hissetmişti o gün. Aynı hissi yaşadığı anların koleksiyonunu açtı zihninde. Misafirlikte önüne çay konulduğunda, umarsızca bir kafenin ortasında salya sümük ağladığında, ilk kez “temassız var” deyip kredi kartını uzattığında, yeni tanıştığı insanın kendisine “sen” diyerek cümleye başlamasından rahatsızlık duyduğunda, kuruyemişi “10 liralık” değil “100 gram” olarak istediğinde, yağmurlu bir günde arabasına aldığı babası yaşındaki adamın ayağındaki su arabaya çok bulaşmasın diye ayaklarını koltuğun köşesine sıkıştırdığını gördüğünde, hiçbir arkadaşını artık canı pahasına sevemeyeceğinin ayırdına vardığında da büyüdüğünü hissetmişti. Garson usulca servis açarken sigarasını söndürdü. “Volkano beef!” diye ünledi. Kolanın yanına buzlu bardak ve tranş limon istedi. Teşekkür etti. “Olsun” demek, eskisi kadar kolay değil artık diye geçirdi içinden siparişini beklerken. Hiçbir şey gülünç ve basitçe değil. Her ihtimalin bir bedeli, her bedelin de geri dönülmez bir karşılığı var.
22 Oca 2021 • Kişisel Blog

Küfür gibi bir soğuğun içinden geçerek Berlin Cafe’nin sigara içilen bölümüne oturdu. Hiç olmadığı kadar dünyada yaşamaklığın ağırlığını hissediyordu üstünde. Arka cebindeki cüzdanı çıkarıp masaya koydu. İlk cüzdanı olduğunda hissettiklerini geçirdi kalbinden. Kocaman bir adam gibi hissetmişti o gün. Aynı hissi yaşadığı anların koleksiyonunu açtı zihninde. Misafirlikte önüne çay konulduğunda, umarsızca bir kafenin ortasında salya sümük ağladığında, ilk kez “temassız var” deyip kredi kartını uzattığında, yeni tanıştığı insanın kendisine “sen” diyerek cümleye başlamasından rahatsızlık duyduğunda, kuruyemişi “10 liralık” değil “100 gram” olarak istediğinde, yağmurlu bir günde arabasına aldığı babası yaşındaki adamın ayağındaki su arabaya çok bulaşmasın diye ayaklarını koltuğun köşesine sıkıştırdığını gördüğünde, hiçbir arkadaşını artık canı pahasına sevemeyeceğinin ayırdına vardığında da büyüdüğünü hissetmişti.

Garson usulca servis açarken sigarasını söndürdü. “Volkano beef!” diye ünledi. Kolanın yanına buzlu bardak ve tranş limon istedi. Teşekkür etti.

“Olsun” demek, eskisi kadar kolay değil artık diye geçirdi içinden siparişini beklerken. Hiçbir şey gülünç ve basitçe değil. Her ihtimalin bir bedeli, her bedelin de geri dönülmez bir karşılığı var.