sizin durduğunuz yer: bir millî görüş eleştirisiDenemeler

1- milli görüş teşkilatları “baş başa bağlı, baş allah’a bağlı” anlayışıyla yönetilmektedir. bu anlayış, teşkilat nezdinde yönetici kadrodakilerin kendi fikirlerini, kendi anlayışlarını allah’ın iradesi; kendilerini ise “bizzat allah ile bir” göstermelerine sebebiyet vermektedir. bu yüzden, teşkilat içinde sorgulama, eleştiri, yatay örgütlenme kültürü kendine yaşam alanı bulamamaktadır. 2- milli görüş fikriyatı tekfirci bir yapıya sahiptir. insanları ikiye ayırır: milli görüşçüler ve diğerleri. milli görüşçüler şuurlu müslüman, diğerleri ise kafirler ve şuursuz müslümanlardır. necmettin erbakan’ın ifadesiyle, “sen refah partisi’ne hizmet etmezsen, hiçbir ibadetin kabul olmaz, çünkü başka türlü müslümanlık olmaz, başka türlü kurtuluş yok. refah bu ordudur, bütün gücünle bu ordunun büyümesi için çalışacaksın, çalışmazsan patates dinindensin. (13.01.1993)” kaynak: http://www.milliyet.com.tr/1997/05/22/siyaset/iddia.htm milli görüşçüler için kendileri islam dininden, diğerleri ise patates dinindendir. kendi partilerinin (saadet partisi’nin) kapısı son sınavını verenlerin, yani cenneti kazananların kapısıdır. bu önerinin alt metninde şu vardır: diğerleri son sınavını verememiş, yani cenneti kazanamamış ve cehennemlik olmuşlardır. aynı şekilde erbakan, kendisi gibi düşünmemeyi, başka bir partiye oy vermeyi cehenneme gitmek için bir kıstas olarak görmekte; insanları düşünceleri yüzünden cehennemlik ilan etmede herhangi bir beis görmemektedir. kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=jjh-0qzı37o 3- milli görüş üst yönetimi içi boş veya sadece biraz doldurulmuş bir takım kavramları “hak” diye işaretlemekte, karşı fikirleri ise “batıl” olarak algılatmaktadır. örneğin islam […]
13 Ağustos 2018 • Kişisel Blog

1- milli görüş teşkilatları “baş başa bağlı, baş allah’a bağlı” anlayışıyla yönetilmektedir. bu anlayış, teşkilat nezdinde yönetici kadrodakilerin kendi fikirlerini, kendi anlayışlarını allah’ın iradesi; kendilerini ise “bizzat allah ile bir” göstermelerine sebebiyet vermektedir. bu yüzden, teşkilat içinde sorgulama, eleştiri, yatay örgütlenme kültürü kendine yaşam alanı bulamamaktadır.

2- milli görüş fikriyatı tekfirci bir yapıya sahiptir. insanları ikiye ayırır: milli görüşçüler ve diğerleri. milli görüşçüler şuurlu müslüman, diğerleri ise kafirler ve şuursuz müslümanlardır.

necmettin erbakan’ın ifadesiyle, “sen refah partisi’ne hizmet etmezsen, hiçbir ibadetin kabul olmaz, çünkü başka türlü müslümanlık olmaz, başka türlü kurtuluş yok. refah bu ordudur, bütün gücünle bu ordunun büyümesi için çalışacaksın, çalışmazsan patates dinindensin. (13.01.1993)” kaynak: http://www.milliyet.com.tr/1997/05/22/siyaset/iddia.htm

milli görüşçüler için kendileri islam dininden, diğerleri ise patates dinindendir. kendi partilerinin (saadet partisi’nin) kapısı son sınavını verenlerin, yani cenneti kazananların kapısıdır. bu önerinin alt metninde şu vardır: diğerleri son sınavını verememiş, yani cenneti kazanamamış ve cehennemlik olmuşlardır.

aynı şekilde erbakan, kendisi gibi düşünmemeyi, başka bir partiye oy vermeyi cehenneme gitmek için bir kıstas olarak görmekte; insanları düşünceleri yüzünden cehennemlik ilan etmede herhangi bir beis görmemektedir. kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=jjh-0qzı37o

3- milli görüş üst yönetimi içi boş veya sadece biraz doldurulmuş bir takım kavramları “hak” diye işaretlemekte, karşı fikirleri ise “batıl” olarak algılatmaktadır. örneğin islam birliği hak, avrupa birliği ise batıldır. ideolojik bir takım kavramların bu minvalde akide mesabesinde anlaşılması görünürde düşünsel olarak bu tip meselelerin gerçekten hakikat kabul edilmesi olsa da yönetici kadronun meselelerin böyle algılanmasını istemesinin asıl nedeni yönetilen kadronun iplerini salmamak ve milli görüş tabanı üzerinde tam anlamıyla hakimiyet kurmak istemesidir. böyle söylememin nedeni, erbakan’ın islam birliği&avrupa birliği ayrımını akide mesabesinde görmediği; sadece avrupa birliği’ne gireceksek şahsiyetimizi yitirmeden girmemiz gerektiğini defaatle söylemesine rağmen günümüzde bunu söyledikleri vakit kendi varoluş alanlarını yitirecekleri bildikleri için erbakan’ın bu cümlelerini teşkilattan köşe bucak saklamalarıdır.

4- milli görüş’ün gençlik yapılanması olan agd’ler ak partili belediyeler tarafından finanse edilmektedir. agd’lerde ak parti eleştirisine alan açılmakta ama bu alan kontrol edilmektedir. agd’lerin özellikle imam hatip liseleri ve anadolu liselerine ulaşımı milli eğitim bakanlığı eliyle sağlanmakta, bu anlamda kendilerine her türlü imkan sağlanmaktadır. bu durum hem hükümet hem de saadet partisi/agd yönetimi tarafından gayet iyi bilinmekte, siyasi manada bir takım anlaşmazlıkların olduğu görüntüsüyle beraber arkada agd eliyle organik bir bağ kurulmaktadır.

5- milli görüş anti-kapitalist değildir. kapitalizm, basitçe, emeğin piyasaya ücret karşılığında sunulduğu; sermayenin belli bir sınıfın elinde olduğu ve üretime bu sermayeyi koyarak buradan bir karşılık aldığı iktisadi sistemdir.

milli görüş’ün önerdiği iktisadi düzenin özel mülkiyetle ya da emeğin piyasaya sürülmesiyle bir alıp veremediği yoktur. 10 bin tl parası olan birinin bankaya parasını koyup faizini almasından rahatsızdır ama dört tane dairesi olup da hiçbir emek harcamadan 4 bin lira kira alan birine teorik olarak diyebileceği herhangi bir şey yoktur.

bunun yanı sıra, zaten dört başı bir iktisadi model teklifi de yoktur. ne eleştirdiği kapitalizmi anlayabilecek ve bu minvalde söz üretecek akademik kadrolarına ne de adil ekonomik düzen deyip idealize ettiği ekonomik modeli geliştirecek bir ortama sahip değildir.

6- milli görüşçüler erbakan’a “necmettin erbakan hoca” denmemesinden dahi rahatsızdır. erbakan’ın seçimlerde insanların rüyasına girerek seçim çalışmasına hala devam ettiğine, sadece maddi dünyanın değil aynı zamanda manevi olarak da zamanın lideri olduğuna, o’na biat etmenin sadece akli değil aynı zamanda imani bir vecibe olduğuna inanmaktadır.

7- milli görüş camiası içerisinde “üç milli görüş” mevcuttur. bu üç farklı anlayış teşkilatın yönetilen kesiminden hınca hınç saklansa da üst yönetim bunun farkında ve herkes son hız kendi lobicilik faaliyetlerine devam etmektedir. “ben bu üç milli görüş’ten hangisine tekabül ediyorum?” derseniz kendinize şunu sorabilirsiniz: “mehmet şevket eygi’nin milli gazete’de ilk sayfada yer almasından rahatsız mıyım?”, “hdp ile ittifak yapılması mı yoksa sosyal medyada hdp’ye hazine yardımı yapılmasının eleştirilmesi beni rahatsız eder?”

8- …

9- … . . . sıkıldım.