tüm yürek sahiplerine çağrımızdırDenemeler

Biz böyle biliriz ki insan insanın limanıdır. Zaman ayağımızın altından kayıp giderken sığınabileceğimiz tek yer; yöremizdeki insanların bizler için birer ”emin” oluşudur. ”İnsan insanın kurdudur” diyen Batılı paradigma tüm dünyada kapitalizmi yürürlüğe koymuş, karşısına da yine menşei Batı olan komünizmi piyasaya sürmüştür. Beyaz adamın oynunu oynamayı reddeden her lider, her düşünce, her cemaat içten ve dıştan bir çok saldırıya maruz bırakılarak tarumar edilmektedir. Yürürlükte olan iktisadî düzene çomak sokmadığı sürece halkı Müslüman olan toplumlarda eşi başörtülü, namaz kılan, mütedeyyin görünümlü liderler iş başına getirilmiştir. Muhafazakâr kadrolar eliyle neoliberal politikalar reel politik kisvesiyle uygulanmış, serbest piyasa koşullarına eklemlenen halkın bu sistemi tek çare olarak görmesi istenmiştir. Namaz kılan, oruç tutan, hacca giden insanların beyinleri iğdiş edilmiş; domuz görse taşa tutan, elele tutuşan çift görse bedduaya tutan kişiler faizi, krediyi kanıksamıştır. Meclisteki tüm partiler görünüşte emperyalizme karşı durmakta ama aynı zamanda nasıl oluyorsa AB ile, ABD ile, İsrail ile ve faize dayalı bir ekonomi modeli ile hiçbir alıp veremedikleri yoktur. 550 tane milletvekilinin el hareketlerine göre körpecik çocukların üzerine bombalar yağdırılıyorken, Milli Görüş kadrolarına insan yetiştirmeleri salık verilmektedir. Bizler yürürlükte olan sistemin başat sömürü kaynağı olarak faizi görmekteyiz. Faizin bir dünya gerçeği olmadığını, her yıl kâr rekorları kıran bankalara muhtaç olmadığımızı söylüyoruz. Bizler […]
12 May 2015 • Kişisel Blog

Biz böyle biliriz ki insan insanın limanıdır. Zaman ayağımızın altından kayıp giderken sığınabileceğimiz tek yer; yöremizdeki insanların bizler için birer ”emin” oluşudur.

”İnsan insanın kurdudur” diyen Batılı paradigma tüm dünyada kapitalizmi yürürlüğe koymuş, karşısına da yine menşei Batı olan komünizmi piyasaya sürmüştür.

Beyaz adamın oynunu oynamayı reddeden her lider, her düşünce, her cemaat içten ve dıştan bir çok saldırıya maruz bırakılarak tarumar edilmektedir.

Yürürlükte olan iktisadî düzene çomak sokmadığı sürece halkı Müslüman olan toplumlarda eşi başörtülü, namaz kılan, mütedeyyin görünümlü liderler iş başına getirilmiştir.

Muhafazakâr kadrolar eliyle neoliberal politikalar reel politik kisvesiyle uygulanmış, serbest piyasa koşullarına eklemlenen halkın bu sistemi tek çare olarak görmesi istenmiştir.

Namaz kılan, oruç tutan, hacca giden insanların beyinleri iğdiş edilmiş; domuz görse taşa tutan, elele tutuşan çift görse bedduaya tutan kişiler faizi, krediyi kanıksamıştır.

Meclisteki tüm partiler görünüşte emperyalizme karşı durmakta ama aynı zamanda nasıl oluyorsa AB ile, ABD ile, İsrail ile ve faize dayalı bir ekonomi modeli ile hiçbir alıp veremedikleri yoktur.

550 tane milletvekilinin el hareketlerine göre körpecik çocukların üzerine bombalar yağdırılıyorken, Milli Görüş kadrolarına insan yetiştirmeleri salık verilmektedir.

Bizler yürürlükte olan sistemin başat sömürü kaynağı olarak faizi görmekteyiz. Faizin bir dünya gerçeği olmadığını, her yıl kâr rekorları kıran bankalara muhtaç olmadığımızı söylüyoruz.

Bizler İrancı, Pakistancı, Bangladeşçi, Afrikacı, Arjantinci, Meksikacı ve daha nicecisiyiz. Biz zulmetmeyen ve zulme razı olmayan tüm herkesin bu çağrıya kulak vermesini temenni ediyoruz.

Sokak sokak, kapı kapı, barlarda, parklarda, sahil yolunda, şehir meydanında dolaşıp; gittiğimiz yerlere kapitalizme, emperyalizme ve yeni bir dünyanın mümkünâtına dair cümleler götürüyoruz.

550 bin nüfuslu Ordu’da 2. sıradan milletvekili olmak için 230 binden fazla oy gerekmesini, girdikleri her seçimde %2 almalarını, birçok kez ihanete uğramalarını, hiçbir medya kuruluşunda yer almamalarını, anketlerde ”diğer” olarak görülmelerini hiç mesele etmeyen adamların; facebook’ta isimlerinin altında ”politikacı” ibaresi olmasından dertlenmelerinden daha şerefli ve onurlu bir dert olmadığını anlatmaya çalışıyoruz.

Örgütlenmek günah değildir ve teşkilatlı olmak farklılıklarımıza bir anlam katmaktır. Hiç böyle gelmemeliydi, en azından böyle gitmesin. İrtibatı koparmayalım efendim.