Klik-GırrrDenemeler
Aslında daha çok bilgi aldığımızı düşündüğümüz bu hengamede, bizde geriye kalan, daha fazla yanılsama olmaz mı? Ben bilmem tabii, bilim adamım bilir.
Eskiden bilgelik denince, şöyle şekillenen bir karakter aklıma gelirdi: Usul usul, az ve öz, bin düşün bir konuşan ak sakallı biri.
Şimdi de tam tersi. İki yüz elli km/s hızla bilgi akışına “maruz kalıp” bunu yansıtabilen; hızlı programlar ve aktif sunumlarla, dinamizmin doruklarında dolaşan bir tip canlanıyor gözümde.
***
Hindiler palazlarını el bebek gül bebek büyütürler. Karşılığında onlardan sadece bir tek şey isterler: cikcik sesi.
Eğer palaz cikciklemiyorsa, hindi, yavrunun sağlıklı olduğunu düşünmez ve onu ölüme terk eder. Hindinin merhamet sistemini açacak olan, sadece tek bir sestir.
E bilim adamı da durur mu? Durmaz tabii. Dondurulmuş bir kokarcanın içine kayıt bandı ile cikcik sesi verirsek, annenin tepkisi ne olur deyu sorar.
Sonuç: Yavrunun palaz olarak kalması beklenen süre zarfında anne, doldurulmuş kokarcaya bakmaya devam ediyor.
***
Bizde de, aynı hindilerde olduğu gibi, vereceğimiz kararları etkileyen, sistemlerimizin kilidi olan ölçütlerimiz var mıdır?
Eğer bizde de bu tür bir “klik-gırrr” sistemi var ise, onu büküp çevirip bizim sistemimizi kolayca açmayı başarabilecek bilim adamları var mıdır?
Peki, hızla bilgi akışına maruz kaldığımız modern çağda, “klik-gırrr” sistemimizin çarkları daha da hızlanmaz mı?
Aslında daha çok bilgi aldığımızı düşündüğümüz bu hengamede, bizde geriye kalan, daha fazla yanılsama olmaz mı? Ben bilmem tabii, bilim adamım bilir.