ya ol! ya öl!Denemeler

ya ol ya öl! özenle kesilmiş saçı, mütevazi ama tertemiz pantolonu, dikkatli kelime seçimleri, tertemiz yüreği, ciddi ve kararlı bakışları ile tam bir dava adamı tanıdığımın whatsapp durumuydu bu emir cümlesi. ilk okuduğumdan beri sivrisinek gibi zihnimde vızıldayıp durdu bu söz. acayip bir etkisi vardı. olmakla ölmek arasında insana bir tercih dayatıyordu. oysa ben kendimi hiçbir şey olduramıyordum. küçükken de böyleydi. yasin çok zekiydi ve ben hep ikinci oluyordum. satrançta çok iyiydim ama hasan beni yeniyordu. ölümüne koşuyordum ama finale her vardığımda ebru orada oluyordu. ne en komik ne en zeki ne en atletik olabildim. şimdi de ne olsam bilemiyorum. geceleri gözümü kapadığımda bazen dünyanın en büyük yazarı olup nobeli reddediyorum, bazen milyonlarca takipçili dünya kamuoyunu etkileyen fotoğrafçı oluyorum, bazen feminist müslüman bir kadın yazar olup ağır sofulara hadlerini bildirip kadıköy iskelede yüz binlerce kadını eyleme davet eden tweetler atıyorum. abi, özür dilerim. ölmek istemiyorum ama ne olacağımı da bilemiyorum.