adım müslümanDenemeler

adım müslüman. yaşım yetmiş. gençliğimde hiçbir dini meseleyi kendime dert etmedim. yeri geldi içki içtim, yeri geldi gıybet ettim, yeri geldi zina ettim. lakin bir vakit sonra yaşım kemale erdi, orta yaş sendromum vuku buldu. sadece yaşımın değil, kendimin de kemale ermesi gerektiğini düşündüm ve camiye meylettim. geçmişimin pişmanlığını, camiye gelen gençleri azarlamakla geçirdim. beş klimalı, hocası tecvidli, duvarları nakışlı, derneği bol paralı, cemaati kredili, bahçesi atm’li camimizde; bir an evvel edep öğrenmesi gereken bu gençlere asla tahammül edemedim. gençliğim kendimi tatmin içindi, yaşlılığımda da domuz kelimesini ağzıma dahi sürmedim, içki içenlerle yan yana oturmadım, faize dünya gerçeği dedim, gençliğimde yaptığım her türlü iğrençlikten fersah fersah uzak olan nesile göz dikip: ” – ne olacak sizin haliniz. ” dedim.  adım müslüman. bugün de sünnete uyup, üç çeşit yemekten sonra önüme gelen baklavayı tavada bırakmayıp, tabağımı tastamam bitirdim. en favori hadisim: ”- allah nimetini kulunun üstünde görmek ister. ”dir. kaynağını bilmem ama bugün camide imam efendi söyledi. aakrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. bezr ederek saçıp-savurma. çünkü bezr (israf) edenler şeytanın kardeşleri olmuşlardır. şeytan ise rabbine karşı nankördür.” (isra sûresi, 17/26-27) ayeti benim için inmemiştir. çünkü bizim etrafımızda yoksul yok. 7 milyar insanın her gece 1 milyarının aç uyuduğunu ben […]
30 Temmuz 2014 • Kişisel Blog

adım müslüman. yaşım yetmiş. gençliğimde hiçbir dini meseleyi kendime dert etmedim. yeri geldi içki içtim, yeri geldi gıybet ettim, yeri geldi zina ettim. lakin bir vakit sonra yaşım kemale erdi, orta yaş sendromum vuku buldu. sadece yaşımın değil, kendimin de kemale ermesi gerektiğini düşündüm ve camiye meylettim. geçmişimin pişmanlığını, camiye gelen gençleri azarlamakla geçirdim. beş klimalı, hocası tecvidli, duvarları nakışlı, derneği bol paralı, cemaati kredili, bahçesi atm’li camimizde; bir an evvel edep öğrenmesi gereken bu gençlere asla tahammül edemedim. gençliğim kendimi tatmin içindi, yaşlılığımda da domuz kelimesini ağzıma dahi sürmedim, içki içenlerle yan yana oturmadım, faize dünya gerçeği dedim, gençliğimde yaptığım her türlü iğrençlikten fersah fersah uzak olan nesile göz dikip: ” – ne olacak sizin haliniz. ” dedim.  adım müslüman. bugün de sünnete uyup, üç çeşit yemekten sonra önüme gelen baklavayı tavada bırakmayıp, tabağımı tastamam bitirdim. en favori hadisim: ”- allah nimetini kulunun üstünde görmek ister. ”dir. kaynağını bilmem ama bugün camide imam efendi söyledi. aakrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. bezr ederek saçıp-savurma. çünkü bezr (israf) edenler şeytanın kardeşleri olmuşlardır. şeytan ise rabbine karşı nankördür.” (isra sûresi, 17/26-27) ayeti benim için inmemiştir. çünkü bizim etrafımızda yoksul yok. 7 milyar insanın her gece 1 milyarının aç uyuduğunu ben de duydum plazma televizyonumdan ama, kendi hataları olabilir, çünkü bize gelseler biz de hem buzdolabı çakılı, hem de deep freeze. hem ayrıca bugün bizim lokantada coca cola’yı boykot ettik. bir kez dahi sokaktaki yoksula açmadığımız kapımızı, bugün coca cola dolabını göndermek için açtık. ayrıca koskocaman boykot ilanımızı yaptırıp, dükkanın önüne astık, müşterilerden de büyük alkış aldık. bizim işletme müdürü pek müslüman adam vallahi, elhamdülillah. adım müslüman. zamanında biz de çok bayrak astık. ” zamanında ” diyorum. neden ? çünkü bu işler geçti bizden artık. bunlar gençlere has olan, gençlerin enerjilerini güzel şeylerle boşaltabileceği, fazla hır güre mahal vermeden güzel aktiviteler bunlar. ” biz de ” diyorum. neden ? çünkü yalnız değildim. bir sürü arkadaşımla beraber yaptık bu işleri. yani onda da ön ayak ben değildim. konjonktür onu gerektiriyordu, biz de eğleniyorduk. ” çok ” diyorum. neden ? yani sizden bi farkımız yok haa. hatta eski samimiyet nerde şimdi ohoo ? bi keresinde o kadar çok bayraklamışız ki canım vatanımızı, yurt dışından gelenler türkiye’yi bulamamış. ” bayrak astık ” diyorum. neden ? yani bugünkü huzurumuzu, teşkilatın emeğiyle geldiğim yerleri hak ederek aldım ben. ne ultra zekam, ne herhangi bi yeteneğim olmayabilir ama, bu teşkilatlara yaptığım üstün hizmetin karşılığını şimdi son model mercedes ve ferah, teraslı dairem ile alıyorum. adım müslüman. her sabah namazının akabinde bin tane fatiha süresini okuyorum. ” yalnız allah’a iman ibadet eder ve yalnız allah’tan yardım diler ” cümlesini bin kere dilime doladığım vakit, amerika ve avrupa birliği’nin tek kurtuluş kapımız olduğuna inanıyorum. islam birliği behemahal lazımdır ama iran amerika ile işbirliği yaptığına iman ederim ve bu birlikte onun yeri yoktur. diğerleri ise demokratik olmayan gaddar padişahlar eliyle yönetildiği için bu birlikte yerleri yoktur. hem zaten euro dolar hesabıyla gittiğim hac farizasında bir kere daha müşahade ettim ki, en iyi müslümanlık türkiye’de yaşanıyor.  adım müslüman. siyaseti, otobüste yanındaki adamla ağzından tükürükler saçarak üç beş adamın gıybetini yapmak zannediyorum. siyaseti; futbol,kadın muhabbetine üçüncü sanıyorum. siyaseti, rant peşinde üç beş yalan dolan zannediyorum. ya siyaset yapıp elimden imanım giderse diye düşünürüm, lakin onlarca kez ticaretin ne zor bir iş olduğunu hadislerle şehadet ettiğim halde bir saniye dahi ticaretten imtina etmem. filistinli çocuğun karşısına geçip, ”- senin bu halini düzeltmeye vesile olmaya niyet eden birkaç heyecanlı kadro vardı, ama işte imanım gitmesin diye onlarla aynı safta yer almadım, bilakis, siyaset ehli oldukları için onları imanlarının ateşte olduğunu müjdeledim. adım ateist. her gün internette bana ” atayıst, ateisd… ” le başlayan, beni aşağılayan ve küçümseyen mesajlara bakıp, yahu bunlar ne cahil adam, bak bunlar gibi değilim ben doğrusunu biliyorum deyip kendimi tatmin ederim. profil fotoğrafımı hawking, einstein gibi büyük fizikçilerin resimleriyle donatırım, kendimi bilim adamı zannederim. hakkında bir kitap dahi okumadığım ki okusa da büyük ihtimal anlamayacağım, koskoca bir biyoloji tabanlı bilimsel teoriyi savunma mekanizmamın merkezine yerleştirmekten gocunmam. jeoloji profesörü celal şengör’ün, aslında fizik dalında incelenecek, ve hatta fizik dünyasının zirvesi hawking’in dahi bu asla bilinemez dediği tüm meselelerde, sırf ateist olduğu için kesinkes kabul ederim. mü’minlerin ilahınnı yalnızca boşlukların tanrısı olduğunu, insan aklının erişemediği yerlere o figürü koyduğunu, bilim geliştikçe de bu yere artık hiç yer kalmayacağını düşünürüm. ama bunu öyle süslü, öyle afili kelimelerle ifade ederim ki, bunu hayatımın gayesi ilan ederim. öyle ironiktir ki durum, bir ateist olarak sadece seksen sene vâr olacağım şu hayatımın en güzel anlarını, durmadan yaratıcının olmadığını anlatmakla geçiririm. amann nasılsa bir kere yaşayacağım ve sonra yok olacağım, keyfime bakayım diyemem. çünkü içimdeki boşluğu asla dolduramam.

ömer burak tek