bedelini ödetmediği mutluluğu yaşatmaz insanlarDenemeler

hayatına bir sürü kişi girmiştir kesin. önceleri çok sevmişlerdir onu. sonra uzun uzun açıklama beklemişlerdir ondan belki. bedelini ödetmediği hiçbir mutluluğu yaşatmaz insanlar, öğrenmiştir bunu mutlaka bir ara. bir şiir dizesine, bir fotoğraf karesine, vapurda yüzüne hafif hafif çarpan rüzgara meftun olmuştur; anlatamamıştır kimseye. bitmez tükenmez hesapları vardır onların. tehlikeli küçük oyunları… sebahat hanım’ın iş yerindeki tek kişilik odası, gamze hanım’ın diğerlerinden fazla aldığı 3250 liralık aylık maaşı mesala. ayrıca professionel drama leader oluşları, kendisinden alt rütbedekine bakarken çenelerini öne çıkartıp dudaklarını büzüşleri… tüm bunları görmüştür. belki bunlardan kaçmak için kendince bulduğu bir tane büyük insanlık idealine sığınmıştır hayatının bir kertesinde. hani şu kötü bildiğimiz ne varsa soyut bir düşman belleyip hepsini o soyut düşmanın üstüne boca ettiğimiz ve gece kafamızı yastığa rahat koymamızı sağlayan idealler var ya, hah onlardan bahsediyorum işte. o idealizmi terkedişi nasıl oldu acaba? “çocuklar ölüyor, insanlar aç, ekonomi batıyor!” diye feryat figan koparan dava arkadaşlarının kalplerinde bu meseleleri tırnaklarının ucu kadar önemsemediğini fark ettiği an mı yoksa? aslında herkesin kendi iktidarını kurduğu, o iktidar alanı içinde muktedir olanların kendi fetişizmini yaşarken kendisinin sadece bu hengamede küçük bir zevk çubuğu olduğunun ayırdına vardığında mı? amaan her neyse, gene ben işte. oysa aşkı sormayı isterdim kendisine. nasıl birisine […]
24 Temmuz 2018 • Kişisel Blog

hayatına bir sürü kişi girmiştir kesin. önceleri çok sevmişlerdir onu. sonra uzun uzun açıklama beklemişlerdir ondan belki. bedelini ödetmediği hiçbir mutluluğu yaşatmaz insanlar, öğrenmiştir bunu mutlaka bir ara. bir şiir dizesine, bir fotoğraf karesine, vapurda yüzüne hafif hafif çarpan rüzgara meftun olmuştur; anlatamamıştır kimseye. bitmez tükenmez hesapları vardır onların. tehlikeli küçük oyunları… sebahat hanım’ın iş yerindeki tek kişilik odası, gamze hanım’ın diğerlerinden fazla aldığı 3250 liralık aylık maaşı mesala. ayrıca professionel drama leader oluşları, kendisinden alt rütbedekine bakarken çenelerini öne çıkartıp dudaklarını büzüşleri… tüm bunları görmüştür. belki bunlardan kaçmak için kendince bulduğu bir tane büyük insanlık idealine sığınmıştır hayatının bir kertesinde. hani şu kötü bildiğimiz ne varsa soyut bir düşman belleyip hepsini o soyut düşmanın üstüne boca ettiğimiz ve gece kafamızı yastığa rahat koymamızı sağlayan idealler var ya, hah onlardan bahsediyorum işte. o idealizmi terkedişi nasıl oldu acaba? “çocuklar ölüyor, insanlar aç, ekonomi batıyor!” diye feryat figan koparan dava arkadaşlarının kalplerinde bu meseleleri tırnaklarının ucu kadar önemsemediğini fark ettiği an mı yoksa? aslında herkesin kendi iktidarını kurduğu, o iktidar alanı içinde muktedir olanların kendi fetişizmini yaşarken kendisinin sadece bu hengamede küçük bir zevk çubuğu olduğunun ayırdına vardığında mı? amaan her neyse, gene ben işte. oysa aşkı sormayı isterdim kendisine. nasıl birisine aşık olmuştu acaba? geriye dönüp baktığında aşktan başka hangi mazereti bulmuştu hayatında? geçmiş dediğimiz koca bir akıntı içinde gözümüze çarpıp aklımızda kalan birkaç parıltıdan, gelecekse birkaç rastlantısal olayın üst üste binmesinden mi ibaretti ona göre? ne bileyim, öyle şeyler işte… öyle, şeyler, işte.*

*foto: 21.6.18-beşiktaş