Dur, Lütfen DurDenemeler
Hayır! O beyaz atletli amcanın işe gidişini, yastığa başını koyuşunu, çocukluğunu, çocukken komşusundan su isteyişini, ilk sevgilisini, karısını istemeye gittiklerindeki heyecanını düşünemezsin. Düşünmemelisin. Dur, lütfen dur…
Uzunca zamandır bitiremediğim bir romanım var. Tam bitireceğim, karakterlerden biri gelip oturuyor gecenin yarısında böğrüme. “Sen,” diyor, “niye öyle yaptığı mı hiç sordun mu bana, ha?” diyor. Daha cümlesine başlar başlamaz anlıyorum zaten hata ettiğimi. Hemen başlıyorum özür dilemeye: “Bilmiyordum, bilmiyordum gerçekten, özür dilerim. Bilseydim yazar mıydım? Özür dilerim.” Özrüm kabul oluyor, kayıyorum başka mecralara. “Hah, tamam şimdi oldu,” diyorum. Karşı komşumuz kedi Mercan’ı görüyorum penceresinde. Neden sonra sağbısı geliyor, tüylerini tarıyor. Mercan usul usul gerinerek kuyruğunu titretiyor. Sağbısı kocaman bir öpücük konduruyor yüzünün tam ortasına. Dönüp minnetle başını sürtüyor sağbının koluna. Bir çocuk neşeyle onlara sesleniyor. Zor bela elini uzatıp başını okşuyor Mercan’ın. Herkes olaysız dağılınca Mercan’la baş başa kalıyoruz. Diyor:
“Ömer, la oğlum sen ciddi misin ya? Cidden kimin umurunda yazdıkların? Sen patolojik bir vakasın, buradan afili bir duruş hakkaten çıkmaz,” diyor.
Allah’ım, lanet olsun bu ev kedilerine! Gözümü tam o sırada, hiç yerinden ayrılmadan hep odama bakan yaşlı teyzeye değdiriyorum. Çok ilginç, tanışmamızın ilk kertelerinde göz göze gelmelerimiz beni heyecanlandırıyordu. Şimdi dakikalarca ben ona bakıyorum, o da bana. Sıkılınca çekiyorum perdeyi üzerine. Sanki bakışları beni delip geçiyor da içime bakıyor gibi. Yani beni yargılıyor ama hiçbir yargısı hükme bağlanmıyor gibi gözleri.
“Hayır hayır,” diyorum, “düşünme artık bunları. Kitabına odaklanmalısın.” Tam o sırada, pencereleri açık yer altı evlerinde bir hayatın akışına şahit oluyorum güzide, dar Üsküdar sokağımızda. “Ne olur Ömer,” diye ayağa kalkıp bağırasım geliyor. Odaklan, odaklan…
Hayır! O beyaz atletli amcanın işe gidişini, yastığa başını koyuşunu, çocukluğunu, çocukken komşusundan su isteyişini, ilk sevgilisini, karısını istemeye gittiklerindeki heyecanını düşünemezsin. Düşünmemelisin. Dur, lütfen dur…