gördünüz ya,Denemeler
-uzun boylu, gözlüklü! sen neden öyle değişik yürüyorsun? +bilmiyorum komutanım! -oğlum rahat bıraksana kendini. sağ el sol ayak, sol el sağ ayak. +yapıyorum konutanım! -yahu neden kasıyorsun kendini, rahat bıraksana kendini! +bırakamıyorum komutanım. mesala şu an sizin eşinizle olan ilişkinizi düşünüyorum. okul hayatınızı sonra… şimdi size bir tokat atsam neler olur acaba diye düşünüyorum. sahi ne tuhaf olurdu di’mi? ha-ha! şimdi çocukluğunuzdayım komutanım, sarı çorabına kağıt para sıkıştırmış bir teyzenin kucağındasınız mesala şu an. neden sonra bir garson kız geliyor komutanım. allah allah, kafede miyiz? garson kızın serçe parmağı yamuk, küçükken kırılmış sanırım. hay allah garson kız da nereden çıktı şimdi? odaklanamıyorum komutanım, rahat bırakamıyorum kendimi. siz bana bakarken sizi sakala boyayıp sonra tıraş ediyorum, ha-ha inanır mısın elinize kolonya döküp şap şap suratınıza vururken gözünüzdeki kendini beğenmeyi bile yakalıyorum. sağ el sol ayak, ha ne diyorduk komutanım, reel hayata odaklanamıyorum. inanır mısınız komutanım, ales’teyken üniversitedeki bir arkadaşıma çok sinirlenmiş ve çıkışta aramıştım. kpss’deyken gözetmenimi evlendirmiş, sonra eşinden şiddete uğradığı işin babamın ofisine getirtmiş, sonra da “hanfendi burası emlak ofisi çıldırdınız sanırım!” diye terslemiştim. boynunu bükmüş ofisten tam çıkarken üzülmemesi gerektiğini ve hepsinin geçeceği söylemiştim. müteşekkir bir ifadeyle bana baktığı sırada “sonuçta hepsini ben yarattım ha-ha” diye kahkaha atmıştım, o da […]
-uzun boylu, gözlüklü! sen neden öyle değişik yürüyorsun?
+bilmiyorum komutanım!
-oğlum rahat bıraksana kendini. sağ el sol ayak, sol el sağ ayak.
+yapıyorum konutanım!
-yahu neden kasıyorsun kendini, rahat bıraksana kendini!
+bırakamıyorum komutanım. mesala şu an sizin eşinizle olan ilişkinizi düşünüyorum. okul hayatınızı sonra… şimdi size bir tokat atsam neler olur acaba diye düşünüyorum. sahi ne tuhaf olurdu di’mi? ha-ha! şimdi çocukluğunuzdayım komutanım, sarı çorabına kağıt para sıkıştırmış bir teyzenin kucağındasınız mesala şu an. neden sonra bir garson kız geliyor komutanım. allah allah, kafede miyiz? garson kızın serçe parmağı yamuk, küçükken kırılmış sanırım. hay allah garson kız da nereden çıktı şimdi? odaklanamıyorum komutanım, rahat bırakamıyorum kendimi. siz bana bakarken sizi sakala boyayıp sonra tıraş ediyorum, ha-ha inanır mısın elinize kolonya döküp şap şap suratınıza vururken gözünüzdeki kendini beğenmeyi bile yakalıyorum. sağ el sol ayak, ha ne diyorduk komutanım, reel hayata odaklanamıyorum. inanır mısınız komutanım, ales’teyken üniversitedeki bir arkadaşıma çok sinirlenmiş ve çıkışta aramıştım. kpss’deyken gözetmenimi evlendirmiş, sonra eşinden şiddete uğradığı işin babamın ofisine getirtmiş, sonra da “hanfendi burası emlak ofisi çıldırdınız sanırım!” diye terslemiştim. boynunu bükmüş ofisten tam çıkarken üzülmemesi gerektiğini ve hepsinin geçeceği söylemiştim. müteşekkir bir ifadeyle bana baktığı sırada “sonuçta hepsini ben yarattım ha-ha” diye kahkaha atmıştım, o da dönüp bana tokat atmıştı. ha ne diyorduk? işte dikkat diyorduk, gördünüz ya komutanım, dağılıyorum. ha-ha! lan komutan, ne adamsın!
-ne bakıyon lan yüzüme?