maz’lum, mah’sun ve ma’sum olmakDenemeler

bir fahişenin boynunun bükük kaldığı tam o anlarda, iri kıyım camii cemaatinin akşam namazını müteakip anason kokulu şadırvanlarda  terkip ettiği cümlelerde bize dair olumlu kanaatlerini camiilerin eskiye nazaran ne denli ferah ve bol klimalı oluşuna bağlamasının olabilitesini her tahayyül edişimde yüreğimin tam ortasına bir öküz oturuyor abicim.  istiyorum ki müslümanlığımız herkes ama herkes için insan onuruna yaraşan bir hayatın teminini arzu etmeye tekâbül etsin. bir fahişenin piyasaya sürdüğü etini sömüren ekonomik çarklara diş bileyişlerimiz olsun. sadece anadolu, orta-doğu veya müslüman coğrafyada değil; allah’ın kullarına mescid kıldığı tüm dünyanın müstekbirlerine karşı kaldıralım başımızı. şeş kaza dahi olsa, zulmün tasallutunda inim inim inilerken, mazlumluğumuzdan mağduriyetler bileyip, biz de kendimize serbest piyasada bir yer devşirmek için kalbimizde zalimlere karşı en ufak bir aralık bulundurmayalım.  biz, maz’lum, mah’sun ve ma’sumlukta ısrarcı olalım abicim. başkanlarımız volvo, mercedes kullanmasınlar mesala. şehrin muktedirlerine karşın bizim iktidar alanımız yalnızca bir menemene üç kişi ekmek banabilecek kudrette olsun ama yeter ki afrikalı tüm yetimlere bir gün iskender ısmarlama düşleri götürelim yastığımıza her gece.  afili takım elbise, çokça danışman ve bol soslu cv’lerin adamı da olmayalım, yanıbaşımızda yaşlı bir teyzenin ağlayışına tepkimizde pek akıllı telefonumuzun ekranına kilitlenişden ibaret de olmasın. biz güzel kalalım abicim, bedeli ağır olsun yeter ki ama ne olur maz’lum, mah’sun […]
17 Eyl 2015 • Kişisel Blog

bir fahişenin boynunun bükük kaldığı tam o anlarda, iri kıyım camii cemaatinin akşam namazını müteakip anason kokulu şadırvanlarda  terkip ettiği cümlelerde bize dair olumlu kanaatlerini camiilerin eskiye nazaran ne denli ferah ve bol klimalı oluşuna bağlamasının olabilitesini her tahayyül edişimde yüreğimin tam ortasına bir öküz oturuyor abicim. 

istiyorum ki müslümanlığımız herkes ama herkes için insan onuruna yaraşan bir hayatın teminini arzu etmeye tekâbül etsin. bir fahişenin piyasaya sürdüğü etini sömüren ekonomik çarklara diş bileyişlerimiz olsun. sadece anadolu, orta-doğu veya müslüman coğrafyada değil; allah’ın kullarına mescid kıldığı tüm dünyanın müstekbirlerine karşı kaldıralım başımızı.

şeş kaza dahi olsa, zulmün tasallutunda inim inim inilerken, mazlumluğumuzdan mağduriyetler bileyip, biz de kendimize serbest piyasada bir yer devşirmek için kalbimizde zalimlere karşı en ufak bir aralık bulundurmayalım. 

biz, maz’lum, mah’sun ve ma’sumlukta ısrarcı olalım abicim. başkanlarımız volvo, mercedes kullanmasınlar mesala. şehrin muktedirlerine karşın bizim iktidar alanımız yalnızca bir menemene üç kişi ekmek banabilecek kudrette olsun ama yeter ki afrikalı tüm yetimlere bir gün iskender ısmarlama düşleri götürelim yastığımıza her gece. 

afili takım elbise, çokça danışman ve bol soslu cv’lerin adamı da olmayalım, yanıbaşımızda yaşlı bir teyzenin ağlayışına tepkimizde pek akıllı telefonumuzun ekranına kilitlenişden ibaret de olmasın.

biz güzel kalalım abicim, bedeli ağır olsun yeter ki ama ne olur maz’lum, mah’sun ve ma’sumluktan asla taviz vermeyelim.