üs,küd,ar, ist,anbu,lDenemeler

düşüyorum kendime. yüreğimden sıyrılıp koyuyorum kuzguncuk’ta bir masaya. korkuyorum elimdeki jiletten, dökülecek kanlardan. korksam da çıkmıyorum oyundan. tek tek bakıyorum üzerindeki irinlere. pörsümüş, vıcık vıcık bir iltihap akıyor üstünden. “neden?” diyorum, neden kalbimde seyyid kutup’a, mevdudi’ye, özcan ağabeye bir yer açtım? muhafazakâr, mütedeyyin, tarikat ehli sosyal çevreme karşı bir şey olmam gerekiyordu; olabileceğim bu tek karşılığı “marjinal”, “radikal”, “köktenci” bir mevzîde mi buldum? kendi tercihim deyû sarıp sarmaladığım, kişiliğimi üzerine inşâ ettiğim mgv’nin çocukluğumdan beri dolabımda duran istiklâl marşı’nda logosu olması ne anlama geliyor? yoksa yine şimdi de, şimdi de mi aynı şey oluyordu işte? para kazanıyor ve içsel tutarsızlık yaşamayım diye idealize ettiğim değerler silsilesini terkedişime bir kılıf mı arıyordum? kimdi bilen doğrusunu? ilmek ilmek ördüğüm arkadaşlık ilişkilerimi hunharca katlederken benden geriye kalanın kalp ve hayal kırıklardan başka ne olmasını bekliyordum ki? ah! aradığım neydi? istediğim neydi? tüm tanışıklıklarım bir takım rastlantısal olayların zincirleme gelişiminden mi ibaret? bir takım insanlarla zamanı ve mekanı çokça paylaşmama yakın arkadaşlık mı demeliyim yoksa olsa olsa belki yakın tanışıklık falan mı? neden kalbim böyle çalıçırpı çarpıyor ve neden bitmiyor içimdeki bu yaşamak sıkıntısı? *dört ağu,stos, iki bi,n on se,kiz; üs,küd,ar, ist,anbu,l
13 Ağustos 2018 • Kişisel Blog

düşüyorum kendime. yüreğimden sıyrılıp koyuyorum kuzguncuk’ta bir masaya. korkuyorum elimdeki jiletten, dökülecek kanlardan. korksam da çıkmıyorum oyundan. tek tek bakıyorum üzerindeki irinlere. pörsümüş, vıcık vıcık bir iltihap akıyor üstünden. “neden?” diyorum, neden kalbimde seyyid kutup’a, mevdudi’ye, özcan ağabeye bir yer açtım? muhafazakâr, mütedeyyin, tarikat ehli sosyal çevreme karşı bir şey olmam gerekiyordu; olabileceğim bu tek karşılığı “marjinal”, “radikal”, “köktenci” bir mevzîde mi buldum? kendi tercihim deyû sarıp sarmaladığım, kişiliğimi üzerine inşâ ettiğim mgv’nin çocukluğumdan beri dolabımda duran istiklâl marşı’nda logosu olması ne anlama geliyor? yoksa yine şimdi de, şimdi de mi aynı şey oluyordu işte? para kazanıyor ve içsel tutarsızlık yaşamayım diye idealize ettiğim değerler silsilesini terkedişime bir kılıf mı arıyordum? kimdi bilen doğrusunu? ilmek ilmek ördüğüm arkadaşlık ilişkilerimi hunharca katlederken benden geriye kalanın kalp ve hayal kırıklardan başka ne olmasını bekliyordum ki? ah! aradığım neydi? istediğim neydi? tüm tanışıklıklarım bir takım rastlantısal olayların zincirleme gelişiminden mi ibaret? bir takım insanlarla zamanı ve mekanı çokça paylaşmama yakın arkadaşlık mı demeliyim yoksa olsa olsa belki yakın tanışıklık falan mı? neden kalbim böyle çalıçırpı çarpıyor ve neden bitmiyor içimdeki bu yaşamak sıkıntısı?

*dört ağu,stos, iki bi,n on se,kiz; üs,küd,ar, ist,anbu,l