bilinçli toplum güvenli yaşamDenemeler

afili heybetiyle kaim avm, koca şehrin kalbi hüviyetinde. gün daha yeni uyanmasına rağmen, tüm şehir mabedine koşuyor. betonlaşmış şehrimin gri insanları, renkli- cafcaflı- afili vitrinlere meylediyor. ayağı bütün gün toprağa basmayacak olan kitleler, enerjisini kredi kartlarının güvenli kollarına kanalize ediyor. avm’nin yanı başı, ankara emniyet müdürlüğü. bura rağmen, avm’lerin gökyüzünü camlarla hapsetmesine hiçbir komiser dur demiyor. şehrin nefesine ket vuran bu yapılara, hiç bir öksürük fayda etmiyor. mağazalarda satılanlar, metalar değil, kast sınıflarının biletleri olmasına rağmen, kimse bunlara ”sen ne ayaksın birader?” demiyor. yalan yok, bi keresinde bürokrası çarkının hemi en sessiz ve hemi de en üst tepesi roma ile ilgili bir tweet atmıştı: “şehrin yüzlerce yıllık ihtişamlı binaları, meydanları, sokakları öyle korunmuş ki ne bir gökdelen ne de bir avm var.” bu tweet, akşam yemeği süresince, aile reisinin harçlıkların neden artırılması konusu hakkında aile bireylerini ikna sürecine dahil etmesi kadar saçma idi. eğer harçlıklar artırılacaksa, aksiyon mesuliyeti aile reisindeydi. binaenaleyh, cumhurbaşkanlığı koltuğu, ikna, gözlem ve tespit makamı değil; bilfiil emir ve harekete tabiiydi. kafamda deli sorular, cevapları muallak, kalabalıklar arasında, içime inzivaya çekilmişken, nedense birden başımı çevirdim. emniyet müdürlüğünün, ”bilinçli toplum güvenli yaşam” projesi adı altında, reklam panolarında bulunduğu telkinlerde takılı kaldı gözlerim: ”* durma! * güvenme! * inanma! * […]
24 Mart 2014 • Kişisel Blog

afili heybetiyle kaim avm, koca şehrin kalbi hüviyetinde. gün daha yeni uyanmasına rağmen, tüm şehir mabedine koşuyor. betonlaşmış şehrimin gri insanları, renkli- cafcaflı- afili vitrinlere meylediyor. ayağı bütün gün toprağa basmayacak olan kitleler, enerjisini kredi kartlarının güvenli kollarına kanalize ediyor.

avm’nin yanı başı, ankara emniyet müdürlüğü. bura rağmen, avm’lerin gökyüzünü camlarla hapsetmesine hiçbir komiser dur demiyor. şehrin nefesine ket vuran bu yapılara, hiç bir öksürük fayda etmiyor. mağazalarda satılanlar, metalar değil, kast sınıflarının biletleri olmasına rağmen, kimse bunlara ”sen ne ayaksın birader?” demiyor.

yalan yok, bi keresinde bürokrası çarkının hemi en sessiz ve hemi de en üst tepesi roma ile ilgili bir tweet atmıştı: “şehrin yüzlerce yıllık ihtişamlı binaları, meydanları, sokakları öyle korunmuş ki ne bir gökdelen ne de bir avm var.” bu tweet, akşam yemeği süresince, aile reisinin harçlıkların neden artırılması konusu hakkında aile bireylerini ikna sürecine dahil etmesi kadar saçma idi. eğer harçlıklar artırılacaksa, aksiyon mesuliyeti aile reisindeydi. binaenaleyh, cumhurbaşkanlığı koltuğu, ikna, gözlem ve tespit makamı değil; bilfiil emir ve harekete tabiiydi.

kafamda deli sorular, cevapları muallak, kalabalıklar arasında, içime inzivaya çekilmişken, nedense birden başımı çevirdim. emniyet müdürlüğünün, ”bilinçli toplum güvenli yaşam” projesi adı altında, reklam panolarında bulunduğu telkinlerde takılı kaldı gözlerim:

”* durma! * güvenme! * inanma! * kabul etme! * para verme!”

açıklamalar, telkinlerle aynı minvalde, lakin daha manidar:

– yolda kimseye durma! kişisel şerh: yolda kalmışa yardım etme, adam aldırma çek git.

– kabul etme! kişisel şerh: kimseyle ne azığını paylaş, ne de paylaşılanı kabul et. tüm beşeriyatı, insanlıkta birleştirmeyi; simidini bölmekte gören adama, hayır de.

.

.

.

***

bilinçli toplum güvenli yaşam yolunda ilk önce kapılarımızı değiştirdik. o da yetmedi, boydan boya kilitler peydah ettik. kapımıza bekçiler, apartman girişine şifreli düzenekler yerleştirdik.

sitelere taşınıp, güvenliği daha fazla aynı sınıfa mensup olduğumuz komşularla bir arada yaşamada gördük.

sadece reel hayatta değil, sanal alemde de; daha fazla önlem için, daha fazla duvar ördük. garanti belgeleri, sigorta kayıtları, güvenlik önlemleri, ambalajlı yiyecekler, cevval korumalar derken; hayatımızın her alanına, tekil şahısları hapsettik.

bilinçli olmayı, küfür öğrenir diye, çocuğu sokağa top oynamaya göndermemede gördük. güvenli olacak diye, kendimize yaşam bırakmadık.

***

bilinçli toplum ve güvenli yaşam sihirli kelimeleri olsa olsa şu olur:

dur! yolda kalmışı arabana al!

güven! simidini bölen adama, hayır deme, ayran ısmarla!

inan! buraları tanımadığını, aç kaldığını söyleyen adamı bu gece evinde ağırla!

para ver! ameller, niyete göredir. ekmek parası isteyen kadına, git ekmek al, ver!

korkma! yık duvarlarını.

***

biz, mahallede maç yapıp, yenilmekten gocunmayan nesildik. maçın sonunda, gazoz parasını verince mutlu olan nesildik. biz, ortada kandırmak ve kandırılmaktan başka şık yoksa, kanmayı tercih eden nesildik.

sahi, ne oldu bize?

ömer burak tek

yirmi dört mart iki bin on dört