Financial Times’ın Yapay Zeka DevrimiMakaleler
;)
Financial Times’ın yapay zeka destekli “Ask FT” uygulaması ile medya endüstrisindeki dijital dönüşümünü ve Türkiye’deki medya kuruluşlarına sunduğu çıkarımları Fokus+ için kaleme aldım.
Medya endüstrisi küresel ölçekte dijital bir dönüşümden geçiyor. Bu dönüşümün merkezinde yer alan yapay zeka, sektörde hem umut vadediyor hem de kaygı uyandırıyor. Özellikle bu tür araçların yalnızca haber üretim süreçlerini değil, aynı zamanda medya ile kullanıcı arasındaki ilişkiyi dönüştürme potansiyeli son derece dikkat çekici.
Financial Times (FT) bu değişimi erken fark eden kurumlardan biri olarak bilgiye erişimi hızlandıran ve içerik bağlamını güçlendiren bir yapay zekâ uygulaması geliştirdi: “Ask FT”
Abonelerinden gelen geri bildirimlerde geleneksel arama sistemlerinin yetersiz kaldığına dair güçlü geri bildirim aldıklarını ifade eden FT Ürün Yöneticisi Lindsey Jayne, içerik içerisinde yalnızca kelime aramakla yetinmeyip karmaşık sorulara hızlı ve anlamlı yanıtlar almak istediklerini belirtiyor. Bu durumun FT’yi üretken yapay zeka destekli bir soru-cevap aracı geliştirmeye yönelttiğini ekliyor. “Ask FT”, yalnızca bir arama aracı olarak değil, kullanıcıyla etkileşimi artıran bir dijital danışman gibi işlev görmesi amaçlanıyor.
Bu sistemde kullanıcıdan gelen soru, doğrudan yapay zeka modelleri tarafından cevaplanmıyor, önce FT’nin arşivinden en uygun içerik parçaları seçiliyor. Bu parçalar modele aktarılıyor ve model yalnızca bu içeriklere dayanarak yanıt üretiyor. Böylece sistemin veri dışına çıkmasının engellenmesi ve yanıtlarda uydurma bilgi riskinin en aza indirilmesi amaçlanıyor. Yanıtların sonunda kaynak makalelere bağlantı verilmesi, kullanıcıya hem şeffaflık sağlıyor hem de içerikle daha derin bir ilişki kurulmasına imkan tanıyor.
Sistemin geliştirilme süreci boyunca teknik doğruluk kadar editoryal bütünlük konusuna da odaklanıldığı ifade ediliyor. İlk testler FT’nin kendi editörleriyle yapılıyor. Bu süreçte yalnızca teknik performans değil, dil, bağlam ve içerik doğruluğu gibi nitelikler de değerlendirmeye tabi tutuluyor. Ardından yaklaşık 500 FT Professional kullanıcısıyla sınırlı bir beta testi gerçekleştiriliyor. Üçüncü aşamada ise bağımsız güvenlik testlerine geçilerek “jailbreak” yöntemleriyle sistemin yanlış bilgi üretip üretmediği ve kullanıcı verilerinin ne ölçüde güvende olduğu inceleniyor.
Kullanıcı deneyimi
Beta sürecinde yapılan ankette katılımcıların %75’inin aracı faydalı bulduğu belirtiliyor. Yanıtların sonunda verilen kaynak bağlantıları, kullanıcıları ilgili makalelere yönlendirmesinin sadece tekil soruların cevaplanmasıyla sınırlı kalmayıp platform içi etkileşime katkı verdiğini gösteriyor.
FT, bu uygulamayı geçici bir deneme olarak değil, uzun vadeli bir dijital stratejinin parçası olarak ele alıyor. Aracın web sitesi ve mobil uygulamalara tam entegre edilmesi planlanıyor. Böylece kullanıcılar, aracı doğal bir kullanım akışı içinde deneyimlemeye başlayacak. Sistemin yalnızca FT Professional kullanıcılarına değil, daha geniş bir kullanıcı kitlesine sunulması da yakın vadeli hedefler arasında yer alıyor. Bu yaklaşım, teknolojinin ürünleşmesi kadar, FT’nin içerik üretimiyle teknoloji geliştirme arasındaki sınırları giderek daha geçirgen hale getirmek istediğini gösteriyor.
“Ask FT” örneği, üretken yapay zekanın medya alanında nasıl konumlandırılabileceğine dair somut bir model sunuyor. FT’nin tercihi, bu teknolojiyi yaratıcı içerik üretimi için kullanmaktan çok, bilgiye erişimi kolaylaştıran, kaynak temelli bir araç olarak şekillendirmek yönünde oluyor. Aynı zamanda kullanıcı davranışlarını izleyerek sürekli geri bildirim alan ve bu veriye dayalı olarak sistemi geliştiren dinamik bir yapı kurulmuş durumda.
FT’nin deneyimi, yalnızca İngiltere merkezli bir yayıncının yenilik hamlesi olarak değil, Türkiye’deki medya yöneticileri, haber merkezleri ve dijital strateji birimleri için de önemli bir ilham kaynağı olarak değerlendirilmeli. Türkiye’de medya kuruluşları dijitalleşmeye yatırım yaparken, çoğu zaman yapay zekayı yalnızca haber metni üreten sistemler olarak algılıyor. Oysa FT’nin örneğinde görüldüğü gibi, asıl değer, yapay zekanın editoryal içerikle nasıl buluşturulduğunda ve bu buluşmanın kullanıcı deneyimini nasıl dönüştürdüğünde ortaya çıkıyor. Türkiye’de hem kamuya açık hem özel sektöre bağlı medya yapılarında, arşivlerin anlamlandırılması, içerik bazlı sorulara anlık ve güvenilir cevapların verilmesi, veri gazeteciliği altyapısının desteklenmesi gibi alanlarda benzer sistemler geliştirilebilir. Bu, yalnızca teknoloji yatırımı değil, aynı zamanda gazetecilik değerlerinin dijital dünyada yeniden konumlandırılması anlamına geliyor.
FT’nin geliştirdiği araç, medya yöneticilerine şu soruları sorma imkânı sağlıyor: Yapay zeka bizde sadece üretim aracı mı, yoksa içeriklerimize daha fazla anlam ve dolaşım kazandıracak bir strateji bileşeni olabilir mi? Türkiye’nin medya kuruluşları, bu sorulara verecekleri yanıtlarla, geleceğin haber ekosisteminde nasıl bir rol oynayacaklarını da belirlemiş olacaklar.
Kaynak
- FT Strategies. (2024). What has the FT learned about launching its own generative AI tool?